Araştırmacılar piliç ve brokoli yada somon balığı ve su teresi gibi bazı yiyeceklerin bir arada yenmesinin kanserle mücadelede yardımcı olabileceğini öne sürüyorlar. bu görüşün arkasında ise kanserle savaşta yararlanılan sulforafan ve selenyum adlı gıda bileşenlerinin birlikte kullanılmaları halinde, tek başlarına olduklarından 13 kat daha kuvvetli sonuç elde edilmesi yatıyor. Bu buluş bir  anlamda kanserle savaşmak için özel yiyecekler ve diyetler geliştirme yoluna gidilmesinin de mümkün olabileceğini göstermekte.

Kanseri önlemek ve tedavi etmekte kullanılabilecek, bitki özlü bir kimyasal madde olan sulforafan; brokoli, bürüksel lahanası, lahana, su teresi ve rokada yüksek miktarda bulunmakta. Selenyum minarelini yoğun miktarda içeren bazı yiyecekler de; fındık,kümes hayvanları,balık,yumurta,ayçekirdeği  ve mantar olarak sıralanmakta.

Selenyum eksikliğinin, prostat kanseri de dahil olmak üzere birçok kanser türünün oluşumu ile bağlantılı olduğu belirtilmekte. Gıda Araştırma Enstitüsü bilim adamları ise halen halen tümör oluşumu, gelişimi ve tümör hücrelerinin yayılmasında önemli bir rol oynayan genleri araştırmaktalar. Enstitüde hücreler üzerinde yapılan araştırmaların insanlar üzerinde denemelerinin  önümüzdeki yıl başlayabileceği belirtiliyor.Araştırmacılar, sağlıklı beslenme için özel yiyecekler geliştirilmesi yada sağlıklı beslenme kurallarının yeniden tanımlanarak tüketicilerin bilinçlendirilmeleri gerektiğini belirtiyorlar. Bu konuda yardımcı olabilecek en iyi kaynaklardan birininde toplumun güvenini kazanmış şef aşçıların olduğu düşünülüyor.

Şef aşçılar tarafından geliştirilecek, sulforafan ve selenyum maddelerini yüksek oranda ihtiva eden yiyeceklerle hazırlanmış lezzetli tarifler toplumun sağlıklı beslenme konusunda daha hızlı bilinçlenmesini sağlayabilir.