Hayatımıza yeni giren yiyeceklerin yanında bir de hastalıklar var.Yeni türeyen bu hastalıklarla korku salarak ticaret yapılmaya çalışılıyor. Deyim yerindeyse “Atın ölümü arpadan olsun” şeklinde düşünülerek hiç birini yapmamaya başlıyorlar. Eskiler bu tedavi yöntemleri ve doktorlar olmadan hepimizden sağlıklı yaşamayı başarmışlar.Yedikleri doğal ürünler ve sürekli hareket halinde olmaları sağlıklı kalmalarında kuşkusuz etkilidir.Fakat onların bu günde geçerli olan, uyguladıkları belli başlı şeyler varmış. İşte her dönem doğruluğu kabul edilen ve sağlıklı kalmanın başını çeken sözlerden bazıları;ayağını sıcak tut başını serin düşünme derin .Güneş girmeyen eve doktor girer. Neşe sindirimi kolaylaştırır. Ağacı kurt, insanı dert yer. Derdini söylemeyen derman bulamaz. Duvarı nem insanı gam yıkar. Ağrısız baş mezarda gerek olur. Gibi sözler çağımızın en önemli hastalığı olan stresin önemine değiniyor.
Atasözleri belirli deneyimden sonra çıkmıştır.
”Neşe sindirimi kolaylaştırır.” , ya da ”Derdini söylemeyen derman bulamaz.” deniliyor.Eski insanların da dertleri vardı ama bunu yakınları ile paylaşa biliyorlardı. Günümüzde kimse derdini yakınları ile paylaşamıyor ve psikiyatriste gidiyor. Bu nedenle günümüzde psikiyatri önemli bir dal haline geldi ve bu branşın çok hastası var. Özellikle çocuk psikiyatristlerinin çok hastası var. Eskiden anneler çalışmıyordu, anne ve baba daha fazla zaman geçirebiliyorlardı. Şimdiyse çocuk anne ve baba ile yeterince vakit geçiremiyor. Bu da çocuklarda stresi ve psikolojik hastalıkları arttırıyor.Stres de mide hastalıklarında çok önemli bir faktör.
Eskiden insanlar işlerini kendileri yapıyordu, böylece hem hareket ediyorlardı, hem de boş zamanları olmuyordu.Şimdi insanlar her işini kumanda ile ya da bilgisayar başında yapıyor. Dolayısıyla boşluktan da strese düşüyorlar.
Atasözleri bence belirli bir deneyimden sonra çıkmış.Doğru olduklarını düşünüyorum ve tavsiyeleri uygulamak gerektiğine inanıyorum.Çok uydurma olmayanlara eski yıllardan beri söylene gelenlerden inanmalı ve uygulamalı.